24 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.
Kolunu pancar makinesine kaptıran Yüksel Aktaş, 30 Ocak 2017 Pazartesi günü Akdeniz Tıp Fakültesinde öğle namazı vaktinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Mekânı cennet olsun.
Salık sistemini çökerten Yüksel’in elim olayını tekrar hatırlatarak yazımıza başlayalım.
4 Kasım 2015 tarihinde saat 16.00 sularında Akgün köyünden Yüksel AKTAŞ, pancar sökme makinesi ile çalıştığı sırasında kolunu makineye kaptırıyor. Kolu omzundan kopan Yüksel AKTAŞ, tarlada bulunan oğlu ve dayısının yardımı ile acilen taksiye bindirilip Dinar Devlet Hastanesine yetiştiriliyor. Hastane doktorları, kalbi duran ve nefessiz kalan hastayı hayata döndürüyorlar.
Dinar Devlet Hastanesi Başhekimi, sırayla üniversite hastanelerini arıyor. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinin cerrahi müdahale konusunda başarılı olduğu bilindiği için öncelikle burayı arıyor. Ama Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, yoğun bakım ünitesinde yer olmadığını söylüyor. Daha sonra aranan Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi de yoğun bakım ünitesinde yer olmadığını ifade ediyor. Bu sırada helikopter ambulansa haber veriliyor. Ambulans geleceğini ifade ediyor. Ancak Hastane Başhekimi, hastayı sevk edeceği 3.dereceden yoğun bakım ünitesi olan hastane bulamıyor.
Bu sırada saat 18.00’e doğru geldiği için yani akşam olduğu için hava ambulansının gelemeyeceği söyleniyor. Anlaşılıyor ki hava ambulansı akşam saatlerinde hizmet vermiyormuş.
Başhekim, Konya’da bulunan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin yoğun bakım ünitesinde yer olduğu haberini alınca hastayı hemen ambulansla Konya’ya sevk ediyor. Ambulansın 4,5 saatlik mesafede bulunan Konya’ya gidişi sırasında hastanın varacağı hastane, ilk olarak Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi daha sonra ise Konya Hospital Hastanesi olarak değiştiriliyor. Bütün zorluklara rağmen Konya Hospital Hastanesine varılıyor ve 2 saat de burada zaman kaybediliyor. Nihayet Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine saat 23.00 sularında yatırılıyor.
SONRA NE OLDU?
Yüksel AKTAŞ, 8 ay boyunca hastanenin yoğun bakım ünitesinde yattı. Yatakta hareket etmediği için vücudunun çeşitli bölgelerinde yaralar oluştu. Bu sırada perişan olan ailesi,Yüksel Aktaş’ın kendisine gelmesini bekledi. Fakat ne yazık ki Yüksel Aktaş bu süre zarfında kendisine gelmedi. Uzun bir sürenin ardından kısmi de olsa çeşitli tepkiler vermeye başladı. Göz işaretleri ile “evet –hayır” diyebiliyordu. Acıyı hissediyordu. Fakat bir türlü konuşamamıştı. Acısını bile ifade edemiyordu. Bu durumun nedeni hastane yetkililerine sorulduğunda alınan cevap oldukça manidardı. Yetkililer, hastaneye getirilmeden önce hastaya 8 saat müdahele edilmemesi ve sürekli olarak kan takviyesi yapılması sonucunda hastanın beyninde hasar meydana geldiğini açıkladılar. Yani yakın bir üniversite hastanesi Yüksel Aktaş’ı kabul etseydi böyle bir durumla karşılaşılmayabilirdi. Ama olmadı.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, hastaya artık herhangi bir müdahalede bulunamayacağını ifade edince hasta, Antalya’da bir bakımevine yatırıldı. Kardeşleri, belki bir mucize olur ve iyileşir umuduyla her gün bakımevine gidiyor, onunla konuşmaya çalışıyordu ama nafile… Yaralarının tedavi olması amacıyla havalı yatak alınmıştı. Kısmen fayda etmiş fakat enfeksiyondan bir türlü kurtulamamıştı. Yüksel Aktaş, mücadelesini her şeye rağmen sürdürüyordu. 16. ayın sonunda yine enfeksiyon kaptı. Bakımevi, hastanın durumunun bakımevine uygun olmadığını, enfeksiyonun diğer hastalar için de tehlike yaratabileceğini dile getirince Yüksel Aktaş’ın kardeşi Soner, ambulansla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinin acil servisine götürdü. Burada bütün bölüm doktorları tarafından muayene edilen Yüksel Aktaş, gögüs bölümüne yatırıldı. Kardeşi Soner, Yüksel’in tedavi süreci tamamlandığında ne yapabileceğini düşünürken 1 Ocak 2017 Pazartesi günü öğle vakti vefat haberini aldılar. 2 Ocak Salı günü Dinar’ın Akgün köyünde ikindi namazına mütakip Yüksel Aktaş’ın cenazesi defnedildi. Allah mekânını cennet eylesin.
Geride Yüksel Aktaş’ın hanımı ve iki oğlu kaldı. Allah onlara sağlık, sabır ve selamet versin. Oğullarının ikisi de üniversite bitirmiş durumda. Ikisi de İnfaz Koruma Memurluğu sınavını kazandılar ve yakın zamanda inşallah başlayacaklar. Bu konuda kendilerine yardımcı olan Mete Bey’e teşekkür ediyoruz.
Peki, Yüksel Aktaş’ın başına gelen bu feci kaza sonucunda karşılaştığı zorlukların başkaları tarafından yaşanmaması adına Sağlık Bakanlığı tarafından tedbirller alındı mı? Henüz kamuoyuna bu konu ile ilgili açıklanan bir durum yok.
Daha önceki yazımızda sorduğumuz soruları hatırlatarak bu soruların cevaplarına bakalım. Daha birçok Yüksel ölmeden yetkililerin dikkatine sunalım.
Soru1: Kolu kopan bu hastamız, bizlerin ve vekilimizin uğraşmasına rağmen en yakın tıp fakültesinin acil servisine gidemiyorsa bu çöken sisteme nasıl bir çözüm bulundu?
Cevap: Kolu kopan veya acil durumu olan biri en yakın bir üniversite hastanesinin yoğun bakımında yine yer bulamıyor. Yer bulmak için yine hatırlı birilerini bulmak gerekiyor.
Soru2: Acil vakalarda hastane başhekimi hâlâ hastane bulmak zorunda bırakılıyor mu?
Cevap: Başhekim hâlâ üniversite hastanesi bulmak zorunda.
Soru3: Ambulans helikopter akşamları neden kalkamıyor?
Cevap: Ambulans helikopter akşamları kalkamıyormuş. Lütfen tedbirleri neyse alınsın, ambulans helikopter geceleri de kalksın.
Kamuoyu olarak bu soruların takipçisi olacağımızı belirtir, herkese Allah’tan sağlıklı bir hayat dilerim.
06 ŞUBAT 2017 PAZARTESİ 15:05
KOLU KOPAN ÇİFTÇİ YÜKSEL SAĞLIK SİSTEMİNİ ÇÖKERTTİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.