SİYON TAKTİĞİ

ABD,  güçle iktidarları devşiremeyince yeni yöntem olarak siyon taktiğini kullanmaya başladı. Tabii kendisi bunu açıkça dillendirmiyor ama ben öyle olduğunu düşünüyorum. İsterseniz siyon taktiğinin ne olduğunu tarihçesine bakarak açıklayalım.

Hazreti Musa(a.s.)’ya iman edenler,  bir mucize ile ırmağın karşısına geçerler ve firavunun zulmünden kurtulurlar. Hazreti Musa(a.s.)’nın söylediklerine inananlar, Musevi olarak adlandırılmış ve Musevi topluluğu denmiş. Hz. Musa (a.s.), bu topluluğun başına kardeşi Harun’u geçirmiş; kendisi ise Tur-i Sina’ya gitmiştir. Hazreti Musa’nın gidişini fırsat bilen Sanatkâr Sâmirî adında bir gâvur devreye girmiş ve Hz. Harun’a belli etmeden Musevileri kandırmıştır.

Sâmirî, ellerindeki altınları gümüşleri eritip bir buzağı hâline getirmiş. Ardından üstün yeteneğini kullanarak buzağının ağzına kimyasal bir madde ile bir sanat uygulamış. Bu işlemlerden sonra rüzgâr estikçe buzağının ağzından değişik sesler çıkmaya başlamış. Bu durum, bu olaydan haberdar olan insanları etkilemiş. Bu olayı kullanan Sâmirî,  doğruya çok yakın olan yalanlarıyla Musevi topluluğunu buzağıya tapar hâle getirmiştir. Yahudi olmayan Sâmirî,  etkileyici taktikleri ile Musevileri buzağıya tapan Yahudiler hâline getirmiştir. Sâmirî,  Yahudiliğe hizmet ettiği için daha sonraları ona “siyon” adı verilmiştir. Sâmirî’nin uyguladığı taktiklere de  “siyon taktiği” denilmiştir.

Peki, siyon taktiğinin temel özellikleri nelerdir? Bu özellikleri en iyi Sâmirî’nin sözleri açıklamaktadır.  Sâmirî demiştir ki:

-Ne yapıp edip çevrenizdeki insanlara sizin çok iyi insan olduğunuz ikna edeceksiniz. Sonra onları yaptığınız işlerle aldatıp cebinizi dolduracaksınız. Her biriniz zengin olacaksınız. Ne kadar paranız olursa o kadar kuvvetlisiniz demektir. İnsanları para ile satın alacak ve bu insanların birer firavunu olacaksınız.

Sâmirîler, işte bu söz ve telkinlerle kendi topluluklarını meydana getirdiler ve birbirlerini sırdaşı oldular. Gizli ittifaklar sonucu bir teşkilat kurdular. Bu teşkilatın adına da “Siyon” adını verdiler. Yani “Yahudi olmayıp Yahudiliğe hizmet edenlerin” teşkilatı. Uyguladıkları taktiğe de “siyon” taktiği denilmiştir. Kısaca siyon,  “içi bozuk, dıştan iyi görünen” demektir.

Siyonlar, bağlı olduğu teşkilat için çalışırlar. Bu teşkilatlara emir ve talimat, para ve güç sahibi olan üyelerinden gelir.

Zaman içerisinde Siyonların çalışma sistemleri yenilendi, aldatma taktikleri geliştirildi. Siyonların temel taktikleri şunlardır:

-Önce para ve güçle yönetici olan insanları kendilerine devşirmeye çalışırlar.

-Para ve güçle insanları devşiremezlerse devşirdiklerine ve kullandıklarına siyon taktiğini uygulamalarını isterler.

Günümüzdeki siyon taktikleri ise şöyle:

-İnsanlara, topluluklara, yöneticilere çamur at; izi kalsın.

-Doğru işler yapanların yaptıklarının içinden küçük bir yanlışı bul, doğru yaptıklarını da şüpheye düşür.

-Öyle bir yalan söyle ki doğruya yakın bir yalan olsun. Bu yalana inanmayan kalmasın.

-Kötü işleri yaptır, hedefi şaşırt ki kimse kötülüğü yapanı bilmesin.

-Dolu bardağın boş kısmını öyle abart ki kimse dolu kısmını görmesin.

-İyi olan şeyleri öyle karala ki insanlar iyiyi göremesin, seni iyi zannetsin.

-Öyle bir kurgu kur ki yalanına herkesi inandır.

-Kamuoyu oluşturmak için her yolu dene.

Günümüz siyonları yukarıda sıralanan maddelere benzer daha pek çok taktik uygulamaya başladılar. Bu siyon taktikerini PKK-FETÖ gibi terör örgütleri çok iyi bir şekilde uygulamaktadırlar.

Yukarıda sıralanan taktikleri kullanarak koskoca Osmanlı Devletini içimizdeki siyonlar eliyle yıkmışlardır. Tekrar aynı taktikle içimizdeki siyonları ve terör örgütlerini hatta devletleri de kullanarak Devletimizi İç Anadolu’ya hapsetmek istiyorlar. Bizlere düşen içimizdeki siyonlara  karşı çok dikkatli olmaktır. KONUK YAZAR ŞEREF AKTAŞ