GAZİLER GÜNÜ
GAZİLER GÜNÜ
19 Eylül GAZİLER Günü Bilindiği gibi, Muharip Gazi, harbe katılıp da, harpten sağ olarak dönen savaşmış kahramanlardır. Gazilik unvanı devlet tarafından verilir. En büyük Gazi, bu unvanı 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ile alan vatanın kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. 2002 senesinde çıkartılan yasa ile 19 Eylül günü Gaziler günü olarak kabul edilmiştir.
Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamış Türk milleti işgal ve esarete alışık olmayan asil ve büyük bir millettir. Bu nedenle tarihinde bu uğurda çok savaş yapmış birçok insanını şehit ve gazi vermiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasını müteakip, Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK’E TBMM’nin 19 Eylül 1921 günü 153 sayılı kanun ile mareşallik rütbesi ve gazilik unvanının verilmesi nedeniyle bugün gaziler günü olarak kutlanmaktadır.
Aynı gün diğer bir deyimle “Kahramanlık Günü” olarak da kutlanmaktadır. Yerel kurtuluş günleri de gazilerimiz ve kahramanlarımız için birer anma günüdür. Şehitlerimizin ruhlarını huzurlu kılmamız için, savaş arkadaşları gazilerimizi hak ettikleri değeri vererek, onları her yerde ve her zaman onurlandırmalıyız.
Atatürk’ün önderliğinde verilen “Kurtuluş Savaşı”nda büyük önder “Ya istiklal, ya ölüm!” demiştir. Türk tarihi böylesine “kahramanlık günleri” ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Vatanı uğruna ölümü göze almış kahraman Türk Ordusu, daha sonra dünya barışını korumak için görev almıştır.
1950-1953 yılları arasında barış için Kore’de savaşmıştır. 1974 yılında soydaşlarımızı yok olmaktan kurtarmak için, “Kıbrıs Barış Harekâtını gerçekleştirmiştir. Yine Mehmetçik barışı korumak için, Bosna-Hersek, Somali ve Kosova ya barış gücü olarak Birleşmiş Milletler kararıyla gitmiştir.
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin yanı sıra, Kore Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varoluş mücadelesinde ve İç Güvenlik Harekâtı sonucunda kazanılan gazilerimizi onurlandırıldığımız gündür.
Gaziler Günü, canlarını bu aziz Millete adayan tüm gazilere kutlu olsun. Bizi bu mutlu günle onurlandıran herkese şükranlarımızı sunarız.
Bizim için vatan savunmasında şehit ve gazi olmak kadar güzel bir kavram olamaz.” Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir.”
Gaziliğin devlet ve millet nezdindeki en büyük önemi, Ulu Önder M.Kemal ATATÜRK’ÜN 19 Eylül 1921’de TBMM tarafından gazilik unvanı tevcih edilmesi üzerine söylediği şu ifadelerde yer almaktadır.
“Kahraman Türk Ordusu; sizin kahramanlığınızla kazanılan büyük zaferin millet tarafından takdimine delalet eden bu unvan ve rütbeye ancak size izafe ederek bütün askerlik hayatımın en büyük iftiharı olarak taşıyacağım. Milli bağımsızlığımızı, vatanın milleti ile bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmek maksadıyla vatanımızın her karış toprağına kanlarını akıtan, Türk tarihine altın sayfalar yazdıran gazilerimizin, can veren şehitlerimizin hatıralarını yüceltmek, onlara olan minnet ve şükran duygularımızı ifade etmek milli görevimizdir.
Vatanımızın kurtuluşunda düşmanla amansız mücadele eden malül veya gazi olarak hayat mücadelesi veren bu değerli şahıslara sahip çıkmak ve onlara saygılı olmak milletimizin tarihine ve mazisine bağlılığın bir ifadesidir.”
Gazi ATATÜRK’ÜN bu sözleri, gazilerimizin tescil edilmiş en büyük gurur ve teminatıdır. Aynı zamanda ATATÜRK’ÜN bir vasiyeti olarak kabul edilmelidir.
Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere bu vatan için toprağa düşen tüm şehitlerimizin ve ebediyete intikal eden gazilerimizin manevi huzurlarında saygı ile eğiliyor, kahraman gazilerimize sevgi ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Türk tarihinde İslam öncesi ve sonrası şehitlik ve gazilik orunu vardır. Her Türk de bu orunlara kavuşmak için vatanı, milleti, bayrağı, milli marşı, soydaşları ve kutsal değerleri için savaşır. Çünkü milli hasletimizde olan bu duyguların, Türk Milleti ve her bireyi için vazgeçilmez bir anlamı ve önemi vardır.
Türk Milleti bunun en güzel örneğini Atatürk’ün önderliğinde verilen “Kurtuluş Savaşı”nda yaşamıştır. “Ya istiklal, ya ölüm!” demiştir. Türk tarihi böylesine “kahramanlık günleri” ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler tek tek birer onur abidemizdir.
Vatanı uğruna ölümü göze almış kahraman Türk Ordusu, daha sonra dünya barışını korumak için görev almıştır.
1950–1953 yılları arasında barış için Kore’de savaşmıştır. 1974 yılında soydaşlarımızı yok olmaktan kurtarmak için, “Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmiştir. Yine Mehmetçik barışı korumak için, Bosna-Hersek, Somali ve Kosova’ya barış gücü olarak Birleşmiş Milletler kararıyla gitmiştir.
l. Dünya Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda Kore Savaşı’nda ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda birçok askerimiz şehit oldu, bir kısmı da gazi olarak geri döndü. Devletimiz bir yasa ile şehit yakınlarına “Övünç Madalyası” vererek şehitlik maaşı bağlar. Yine gazilere de madalya ile aylık maaş verir ve tedavi, ulaşım gibi hizmetlerde ücretsiz imkânlar tanır. Türk Milleti için, “şehitler nurlanmış” ve “gaziler onurlanmış” şahıslar demektir. Bunların en başında da; Başkomutan, Gazi, Mustafa Kemal Atatürk gelmektedir.
Türkiye gazileri 19 Eylül 1983 tarihinde “Türkiye Muharip Gazileri Derneği” altında bütünleşmişlerdir. Bu tarihten itibaren gazilerin bir çatı altında toplanması sağlanmıştır.
Her yıl icra edilen anma günü etkinlikleriyle, kamuoyu gazilerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda aydınlatılmakta, gaziler gazi oldukları gün ki kararlılıkla hala Ata’sının izinde ölmeye hazır olduğunu bir kere daha haykırmaktadır.
Sadece savaşlarda değil hain terörle mücadelede gazi olan insanlarımızda başımızın tacıdır.