14 MAYIS

14 MAYIS

14 Mayıs’ta yapılacak seçim, yüzyılımızı belirleyecek bir seçim olacaktır. Diyeceksiniz ki 5 yıl sonra bir seçim daha olacak. Bence bu seçim sonucunda iktidara gelen de uzun süre gitmeyecek. Çünkü iki Cumhurbaşkanı adayı arasında istikamet  farklılığı var.

Batı istihbaratının yönlendirdiği uluslararası dergiler ”Son Yüzyılın En Önemli Seçimi”, ”Tayyip Erdoğan Gitmeli” gibi başlıklar atıyor. Buna karşın Türk Cumhuriyetleri, İslam ve Afrika ülkeleri, seçimi Tayyip Erdoğan’ın kazanması için dua ediyor.

DSP Genel Başkanı’nın söylediği gibi bir tarafta Haçlıların desteklediği bir aday, diğer tarafta ise mazlumların, zulüm altındaki devletlerin, tam bağımsızlığı savunanların desteklediği aday var.

Yazar Alev Alatlı, bu seçimi şöyle yorumlamıştır:

Erdoğan, derin Osmanlıdır; onunla iftihar ediyorum. 2002’de savrulan ve dağılan Türkiye’yi toparlayarak dünyayı barbar ABD ve Batı’nın azgın hegemonyasından kurtardı. İşte bu seçim, o Türk olmayanlarla derin Osmanlı arasındaki bir mücadeledir.

Son 20 yılda devletimiz her alanda güçlendi. Savunma ve enerji alanlarında büyük ilerlemeler kaydetti. Çevresinde olup biten olaylara da duyarsız kalmadı. Akdeniz’de, Karadeniz’de, Afrika’da, Asya’da var olduğunu küresel devletlere hissettirdi.

Uzun bir süreden bu yana devletimiz ilk defa küresel devletlerin planlarına kafa tuttu. Küresel devletlerin cetvelle çizip oluşturdukları küçük devletçiklerin oluşmasına şiddetle karşı çıktı. Küresel güçler, iktidara karşı giriştikleri ve büyük bir umut bağladıkları operasyonları için çıldırıyor. Bu başarısızlığın verdiği korkuyla  “Osmanlı Devletini fiilen ortadan kaldırdık ama onu ruhen yıkamadık. Eğer bu ruh tekrar ayağa kalkarsa hapı yutarız.” diyorlar. Peki, bütün bunlardan söz etmemin nedeni ne?

Biden, yaptığı bir konuşmada  “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı darbelerle indiremediklerini, bütün muhalefeti birleştirerek ve onları destekleyerek iktidardan indireceklerini” dünya kamuoyuna açıkladı. Bunu söyleyen kim? ABD Başkanı. ABD Başkanı sıradan biri mi? Büyük bir küresel güç olan ABD’nin başındaki adam, bu dediğini yaptı mı? Yaptı mı bilmiyorum ama “7 benzemez muhalefet” bir araya geldi ve içlerinden Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı oldu.

Şimdi “muhalif seçmen” diye nitelendirdiğimiz arkadaşlarımızla bir akıl yürütme yapalım. Yapalım ki “Biz bunları bilmiyorduk, bilseydik oy vermezdik.” demesinler.

Başlayalım…

PKK terör örgütünün patronu kim? Cevap: ABD

FETÖ terör örgütünün patronu kim? Cevap: ABD

ABD Başkanı seçimle iktidarı değiştireceğiz dedi mi? Cevap: dedi

ABD Başkanı’nın “Tayyip Erdoğan’ı iktidardan neden göndermek istediğini” defalarca anlattık. Ben olayın başka bir boyutuna değineceğim.

14 Mayıs’ta sen oy sandığına gidip PKK’lıyla, FETÖ’cü ile aynı sandığa, aynı aday için oy atacak mısın?

Cevabın “evet” ise bir yerlere kızıp terör örgütlerinin kucağına savrulduğunu hatırlatmak isterim. Bunu fark etmezsen ABD Başkanı Biden’ın adamı olursun. Sonra “Ben düşmana esir oldum / Şu feleğin işine bak!” dersin. Bu pişmanlık, sende ömür boyu bir yürek yarası olarak kalır.

Cevabın “hayır” ise doğru yoldasın demektir. Git, oyunu derin Osmanlıya ver ve vicdan rahatsızlığından kurtul. Yüzyılın seçimini riske atma. Ülkemiz, inanılmaz bir sıçrama arifesinde. Gazını kendi üretiyor, petrolünü kendi çıkarmaya başladı, nükleer santral devrede vs.

Şimdilerde bakın köprü geçişlerinden konuşan var mı? Yok. Neden? Çünkü köprüden inanılmaz sayıda araç geçiyor, taahhüt edilenin kat be kat üstünde… Köprüler, devlete milyarlarca gelir getiriyor. Bu yüzden kimsenin gıkı bile çıkmıyor. Ama bazıları yine de yapılan her iyi şeyin önünde takoz olmak istiyorlar.

Bu akıl yürütmeyi her olay için yapabiliriz. Bir de Gezi Olayları için akıl yürütelim.

İstanbul Havaalanı’nın yapılmasını istemeyen kimler? Cevap: ?

Köprülerin yapılmasını istemeyen kim? Cevap: ?

.

.

.

Peki, Gezi Olayları sonunda yürüyüşçülerin sözcüsü Tayyip Erdoğan’dan ne istedi?

Cevap: Marmaray’ın, İstanbul Havaalanının, köprülerin yapılmamasını…

Yukarıdaki sorulara verdiğiniz cevaplar, yürüyüşçülerin istekleri aynı mıydı?

Cevap: ?

Peki, küresel güçler ve onların kuklaları yazım boyunca değindiğim oyunlarını nasıl oynuyorlar? Milyarca dolar paraları vakıfları aracılığıyla sosyal medya fenomenlerine aktararak toplumu ve özellikle gençleri etki altına alıyorlar. Gençleri üzüm salkımı gibi istedikleri alana yönlendiriyorlar.

Aynı akıl yürütme oyununu Dinar’ın medarı iftiharı  Ali Özkaya kardeşimiz içinde yapabiliriz. Yeter ki kasaba politikacısı  mantığından kurtulalım.

Bütün bu akıl yürütme oyununu istikametimizi doğru yönde belirlemek için her zaman yapmalıyız.

Çünkü 14 mayıs  seçim sonuçları, Türkiye’nin alacağı  dolayısıyla bizim istikametimizi  belirleyecek.   Türkiye’nin durduğu yeri ya da durmaması gereken yeri tayin edecek. 14 Mayıs seçimleri Türkiye’nin kader seçimi olarak tarihe geçecek. O zaman yeni bir tarih yazalım.

.