Her Şey Bir Piyade Tüfeği ile Başladı

Her Şey Bir Piyade Tüfeği ile Başladı
Şimdi, siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakalım ve adil bir şekilde değerlendirme yapalım. Bunu yaparken basit gibi gördüğümüz bir piyade tüfeğinden yola çıkalım.
Osmanlı, silah konusunda dışa bağlı kalmamak için Kırıkkale piyade tüfeğini ordunun ana piyade tüfeği olarak kullanacak kadar çokça üretmiştir.1968 yılına gelindiğinde ise Almanlara ait G-3’lerin üretimi başlamış, bu üretim günümüze kadar da devam etmiştir. TSK’da yaygın olarak bu tüfek kullanılmıştır. Belki sizler de askerlik yaparken bu tüfekleri kullanmışsınızdır.
Yüz yıldır lisansı bize ait, modern bir piyade tüfeği üretememişiz. Tayyip Erdoğan gibi bir lider gelmiş, MPT76 diye bilinen, lisansı kendimize ait dünya çapında bir piyade tüfeği üretilmesi için siyasi iradesini ortaya koymuş.
Üretmiş mi? Üretmiş…
Neden şimdiye kadar üretilememiş de şimdi üretilmiş? Bu, basit bir soru ama içinde pek çok sorunun cevabı gizli.
Almanlar, silahlarını PKK’ya karşı kullanmamızı istemiyordu. Leopar tanklarını kullanmamamızı da şart koşuyorlardı.
ABD helikopter ve uçaklar ile makineli tüfeklerinin parçalarını geç göndererek operasyonlarımızı engellemeye çalışıyordu. En iyi silahlarını da PKK’ya veriyordu.Bu olaylar bu şekil gerçekleşirken hükümetler bu duruma gıkını bile çıkaramıyordu.
Bu örnekler, tam bağımsız bir ülke olmadığımızın bir göstergesiydi. Tayyip Erdoğan, bağımsız olabilmemiz için öncelikle silahlarımızı kendimizin üretmemiz gerektiğini biliyordu. Bu amaçla, öncelikle Savunma Sanayi Başkanlığı(müsteşarlığı) adı altında tüm savunma sanayi firmalarımızı bir araya getirdi. Para ise para, pul ise pul… Her türlü desteği verdi. Alt yapıyı oluşturdu. Böylece başlangıç olarak millî piyade tüfeğimiz üretilmeye başlandı. Ardından makineli tüfeklerimizi, uçaksavarlarımızı vb. üretmeye başladık.
Ürettik de ürettik, ürettik de ürettik…
Artık yeni bir dönem başlamıştı.
Tayyip Erdoğan’ın bütün bunları üreteceğini anlayan derin güçler, hiç boş durur mu?
Peki, Tayyip Erdoğan’ın önünü kesmek için neler yaptılar?
-Ak Partiye kapatma davası açtılar.
-Hükümete muhtıra verdiler.
-MİT kriziyle Tayyip Erdoğan’ı tutuklatmaya çalıştılar.
-Olmadı, 17/25 Aralık operasyonunu yaptılar.
Tehdit, şantaj, suikast, ne kadar yol varsa denediler. Fakat Tayyip Erdoğan üretmekten vazgeçmedi. Nihayetinde silahlarımız üretilmeye başlandı. Baktılar ki üretmeye devam edecek, bu sefer de Hendek olaylarını çıkardılar. Olayları çıkaranlar hendeğin altında kaldı.
Durmadılar tabii…
-15 Temmuz Darbe girişimine başvurdular. Bunda da başarılı olamadılar.
Demem o ki bir piyade tüfeğini yapmaya başlamakla bir iktidarın başına neler gelebileceğini gördük. Peki, bütün bu olaylara göğüs geren bir lider, sizce sıradan bir lider midir?
Bu liderin ve ekibinin arkasında durmak, bizim boynumuzun borcu değil midir? Prangaları kıran bir lidere destek verelim ki cesareti daim olsun.
Sadece bir piyade tüfeğinin hikâyesi ile başımıza nelerin gelebileceğini size basit bir şekilde anlatmaya çalıştım. Çünkü denizin ötesindekiler “Bu adamın temsil ettiği iktidarın bir tüfekle başlayıp insansız uçakla devam edip ,hayalet uçakla küçük bir mola vereceklerini “anlamışlardı. Ama bir de bunu anlamayan andavallılar var. Onlara da biz anlatacağız.
Üretilen diğer teknolojik silahlarımızın her birinin üretilmesinde ölüm tehditlerine ,şantajcılara boyun eğmeyen büyük bir siyasi irade göreceksiniz.
Duracaklar mı?Tabii ki durmayacaklar… Açıklamalarından anlıyoruz ki bu sefer de “Prangayı kıran kadroları iktidardan indirebiliriz.” fikriyle “birbirine benzemez partileri” bir araya getirdiler.
Seçimle indirebilirse ne ålå…İndiremezlerse duracaklar mı? Yine durmayacaklar.Tabiki bizde boş durmayacağız.