Tarihin Kırılma Anları

Tarihin Kırılma Anları

İnsanların hayatlarında nasıl kırılma anları oluyorsa devletlerin tarihinde de kırılma anları olur. Bu kırılmalar; tarihin gidişatını değiştirir ve dönüştürür. Bu kırılmalar; bazen “zevalden kemale”, bazen ise “kemalden zevale” doğru olur. Mesela Selçuklu ile Bizans’ın Malazgirt’teki karşılaşmasında Bizans Ordusu bozguna uğratılmıştır. Bu savaş, tarihin kırılma anlarından biridir ve Selçuklu Devleti’ne tam 250 yıl kazandırmıştır. Bir diğer örnek de 1402’de Yıldırım Beyazıt ile Timur arasında gerçekleşen Ankara Savaşı. Bu savaş sırasında Osmanlı Ordusu’ndaki Kazak askerlerin Timur tarafına geçmesi, Osmanlı Ordusu’nun yenilmesine yol açmıştır. Bu olay da tarihin kırılma anlarından biridir ve Osmanlı İmparatorluğu’nu tam 50 yıl geriye götürmüştür. 1.Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun yenik sayılması ve akabinde Osmanlı topraklarının cetvelle çizilerek paylaşılması da tarihin en büyük kırılma anlarından biridir. Çünkü Dünya dengeleri alt üst olmuştur.  1. Dünya Savaşı’nda topraklarımızın işgal edilmesi üzerine İstiklal Harbimizi yaptık. Bu destansı harpten zaferle çıkmak, bize milletçe nefes aldırdı.

Sonuç olarak bazı olaylar vardır, bunlar tarihî açıdan çok önemli kırılma anlarını temsil ederler. Bunlar, sıradan değişim olayları değildir.

Günümüze gelelim…

Akdeniz’de, Karadeniz’de, Karabağ’da, Irakta ve Suriye’de neler olup bittiğini anlayamazsak çuvallayabiliriz. ABD, kendi geleceği için yüz yıllık planını yapmış. Bu plan doğrultusunda bizi ve etrafımızdaki devletleri küçük parçalara ayırmak için büyük bir çaba gösteriyor. Suriye’de ve Irak’ta cetvelle çizip oluşturduğu yerlerde yani hemen yanı başımızda uydu bir terörist devlet (PKK devleti) kurmak istiyor. Hatta bizden de bir parça koparak yüzyılın nifak tohumunu ekecek hain planını gerçekleştirmek istiyor. Peki, ABD bu hain emellerini gerçekleştirmek istiyor da biz ne yapıyoruz?

Devletimizi yöneten irade,  yani Tayyip Erdoğan bunlara izin vermedi.

– 2015 HDP-PKK kalkışması; Sur, Cizre, Suruç operasyonları yapıldı. Kalkışmada ne kadar terör örgütü mensubu hain varsa güvenlik güçlerimiz tarafından temizlendi, cehenneme gönderildi.

-15 Temmuz darbe girişimi boşa çıkarıldı.

-Suriye’de kahraman Ordumuz PKK ve DEAŞ terör örgütlerine karşı 3 büyük başarılı operasyon gerçekleştirdi. Böylece güçlenen devletimiz, ABD’nin sınırdaki denize açılan bir terör devleti hesabını boşa çıkardı.

-Hemen arkasından Karabağ Savaşı ile Ermenistan’ın işgal ettiği topraklar, Azerbaycan Ordusu tarafından geri alındı. Bu kardeş ülke Azerbaycan’ın kahraman Ordusu’nun büyük bir zaferiydi.

Azerbaycan’a gidenler görmüştür; devlet kurumlarında ve sokaklarda Tayyip Erdoğan’ın resimleri asılıdır. Azerbaycan’da, Tayyip Erdoğan seçimi kazansın, diye de dua ediyorlar.

-Libya’da, orduya verilen destekle Libya halkı işbirlikçilerden kurtarılmıştır. Libya hükümeti ile yapılan deniz anlaşmasıyla Akdeniz’deki haklarımız güvence altına alınmıştır.

Yukarıda sıralanan tarihî olaylar, ülkemiz lehine gerçekleşen kırılma anlarıdır. İşte bu kırılmalar, Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle ülkemizdeki bütün zorluklara rağmen bir dönüşüme yol açmıştır. Ülke genelinde alt yapı çalışmaları tamamlanmış, Türk sanayiinde devrimler gerçekleştirmiştir. Tam bağımsızlık yolunda müthiş adımlar atılmıştır. Sadece şu örneği vereyim: Gökbey helikopterinin 1kg fiyatı, 65 000 dolardır. Evet, doğru okudunuz, tam 65 000 dolar. İnsanın ağzı açık kalıyor değil mi?

Ne yazık ki yukarıda sıraladığımız lehimize gelişen bütün olayları tersine çevirmek için çeşitli ittifaklar kuruluyor. Kemalistleri, muhafazakârları, milliyetçileri, liberalleri ve terör örgütlerini bir çuvala dolduran iradenin amacı sizce nedir? Bu ittifak mensuplarının Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan için “tek adam”, “diktatör” gibi gerçekle uzaktan yakıdan alakası olmayan yakışıksız ifadeleri kullanmalarını, kulaklarına kim fısıldıyor olabilir? Bu ifadeleri aslında sütre yani örtü olarak kullanıyorlar. Bu ifadelerin arkasında yatan asıl hedefi iyi analiz edemezsek tarihin kırılma noktalarını anlamamış oluruz. Bu sinsi oyunlar karşısında olumlu tavırlar sergilemezsek trajik sonuçlar ortaya çıkar. Bir 100 yıl daha debelenir, dururuz.

Bu seçimi salt partiler arasında bir seçim olarak görmek, en büyük hatamız olur. Bu seçim, tarihin büyük bir kırılma anlarından biri olacaktır. Bu kırılma anını lehimize çevirmek istiyorsak ya tam bağımsız Türkiye idealiyle Tayyip Erdoğan’a destek vereceğiz ya da…

“Ya da”sı yok vesselam…